2011 yılında Kuzey Afrika ülkelerinden Orta Doğu’ya
hatta küresel ölçek’te örnek teşkil edecek halk hareketlerinin besin ve ilham
kaynağı olan Arap Baharı ya da Arap Uyanışı’nın Tunus’tan başlayıp Cezayir,
Libya, Mısır, Yemen ve Suriye’ye kadar ilerlediğine şahit olduk. Halk
hareketlerinin başlamasının genel itibari ile işssizlik engelinin artık düşmesi
gerektiği, ekonomik refahın yükselmesi ve askeri vesayetin tamamı ile ortadan
kalkması istekleri arasındaydı. Tahrir meydanını dolduran 30 yıllık bir diktatöryel
rejimin kendilerini artık zulüm getireceğini söyleyen, günlerce Tahrir
meydanında ve Mısır’ın birçok meydanında protesto gösterilerine başlayan
milyonlarca Mısırlı 11 Şubat 2011 günü Hüsnü Mübarek’in istifa etmesi ile amaçlarına
ulaşmışlardı. “Mübarek'in Başkan Yardımcısı Ömer Süleyman, Hüsnü Mübarek'in
istifa ettiğini açıklarken, Mübarek'in ilk açıklamasının aksine, yetkilerini
Ömer Süleyman'a değil, Mısır Ordusu'na bıraktığı belirtilmişti.1” “Mısır televizyonu, Yüksek Askeri
Konseyin açıklamasına dayandırdığı haberinde, gereken anayasal değişikliklerin
yapılması ardından hür ve âdil seçimlere gidilmesi güvencesinin de verildiğini;
böylelikle ülkenin özgür ve demokratik bir topluma dönüşebileceğini bildirmişti.2” “Muhalif liderlerden Muhammed El
Baradey ise yaptığı açıklamada, "Bu benim hayatımın en mutlu günü. Ülkemiz
onyıllar süren baskıların ardından kurtuluşa erişti" dedi. Baradey bundan
sonra iktidarın iyi koşullarda devrinin söz konusu olacağını ifade etmişti.3” Bu istifa ardından birçok soruyu
gündeme getirse bile yeni hükümetin kurulma çabaları ve ordu yönetimindeki
değişiklikler 30 yıllık Mübarek yapılanmasının ani bir şekilde değiştirilemeyeceği
4 Temmuz 2013 yılında belli olacaktı. Mısır'ın en büyük muhalif grubu Müslüman
Kardeşler, Hüsnü Mübarek'in istifasından ötürü bugünün "zafer günü"
olduğunu açıklamıştı. Öte yandan Hamas ise Mübarek'in istifasını,
"Mısır'daki devrimin zaferinin başlangıcı" olarak
nitelendirmişti. Gazze Şeridi'nde yönetimi elinde bulunduran Hamas Hareketi
sözcülerinden Dr. Sami Ebu Zühri, bunun Mısır halkının iradesinin ve azminin bir sonucu olduğunu ve
Hamas olarak Mısır halkının yanında olduklarını belirtmişti. Özellikle
Mısır devriminin gerçekleşmesinin ardından devrik lider Hüsnü Mübarek ve
oğullarının devrimde hayatını kaybedenler ve yolsuzluk suçlamaları ile ulusal
yargı önüne çıkması adeta tiyatro’ya dönüştürülmüş bir yargı sistemi ile karşılaşılıyordu.
Hüsnü Mübarek’i yargılayan hakim ve yüksek yargıçlar taraflı soruları ile
tarafsız bir devrim’e gölge düşürüyorlardı. Mısır'da, 25 Ocak 2011'deki devrim
sürecinde göstericilere ateş açılması emrini vermek ve yolsuzluk davalarından
suçlu bulunan Devrik Lider Hüsnü Mübarek, müebbet hapse mahkum edilmiş ancak
Temyiz Mahkemesi, davanın yeniden görülmesine hükmetmişti. Devrim sürecinde 850
kişi hayatını kaybetmişti. Tarafsız biryargı sistemine alışık olamayan Mısır
yargısı Devrik Lideri yargılarken savcıları ve avukatların sorularına
yetişemediği gibi süreci de sağlıklı bir şekilde ilerletemiyordu. Mısır’da
böyle çarpık ve yasaları ile tezat bir ortam oluşturulmuştu. Hüsnü Mübarek, 11
Şubat'ta halk hareketi sonucu devrilmesinden beri Şarm Eşşeyh'te ikamet ediyordu.
Mısır‘ın Devrik Lideri Hüsnü Mübarek ve Oğulları Ala ve Cemal Mısır Yargısı Karşısında Yargılanıyor.
Mısır‘ın Devrik Lideri Hüsnü Mübarek ve Oğulları Ala ve Cemal Mısır Yargısı Karşısında Yargılanıyor.
“Devlet televizyonu, Mübarek'in sorgulama sırasında
geçirdiği kalp rahatsızlığının ardından kaldırıldığı Şarm El Şeyh'teki
hastanede yoğun bakımda olduğunu duyurmuştu. 4”
“Mısırlı ünlü işadamı Hüseyin Salem, Hüsnü Mübarek'in ortaklarından biriydi.
Otel Kralı olarak bilinen Salem, halk hareketinin başlamasıyla Ocak ayının
sonlarında Mısır'ı terketmişti. Bir çok mal varlığını Kahire'de bırakmak
zorunda kalan Hüseyin Salem, Mısır'daki adamlarına eşyalarını toplama emri verdi.
Dün Salem'e ait tam 100 bavul hazırlandı. İşadamanın eşine ait altın ve
mücevherler, nakit para, antikalar, CD'ler ve tablolar 100 bavula
yerleştirildi. Bavullar Kahire Havalimanında ülke dışına çıkarılmak
üzereyken yakalandı. Mısır polisi Hüsnü Mübarek'in ortağı olan işadamının
bavullarına el koydu.5”
“Seçimlerin ilk turu 23-24 Mayıs 2012 tarihleri arasında yapıldı. Seçimlerde, Müslüman Kardeşler'in kurduğu Özgürlük ve Adalet Partisi'nden Muhammed Mursi ve bağımsız aday Ahmet Şefik, en çok 2 oyu aldığı için ikinci tur seçimlere kaldı. Kurallara göre; (hiçbir aday %50'yi geçemezse en çok oyu alan 2 aday ikinci tur seçimlere kalacak).
İkinci tur seçimlerde Müslüman Kardeşler'in
kurduğu Özgürlük ve
Adalet Partisi'nden Muhammed Mursi ve bağımsız aday Ahmet Şefik aday oldu.Seçimler 16-17
Haziran 2012 tarihinde yapıldı %51.73 oy oranı ile Muhammed Mursi kazandı.6”
“Mısır Cumhurbaşkanlığı Seçim Kurulu Başkanı Faruk
Sultan, düzenlediği basın toplantısında, seçimlere katılan 13 adayın aldığı
sonuçları ilan etti. Sultan, seçimlere katılım oranın basın yayın organlarında
yer aldığı gibi yüzde 38 değil, yüzde 46.42 olduğunu belirtti. Açıklanan
sonuçlara göre, seçimlere katılan adayların aldıkları olaylar şöyle:
Muhammed Mursi: 5 milyon 764 bin 952
Ahmet Şefik: 5 milyon 505 bin 327
Hamdin Sabbahi: 4 milyon 820 bin 273
Abdulmunim Ebu'l-Futuh: 4 milyon 65 bin 239
Amr Musa: 2 milyon 588 bin 850
Muhammed Selim El Avva: 235 bin 374
Halid Ali: 134 bin 56
Ebu İz El Hariri: 40 bin 90
Hişam El Bastavisi: 29 bin 189
Mahmud Hişam: 23 bin 992
Muhammed Fevzi İsa: 23 bin 889
Hüsam Hayrullah: 22 bin 36
Abdullah El Eşal: 12 bin 249” 7
Muhammed Mursi: 5 milyon 764 bin 952
Ahmet Şefik: 5 milyon 505 bin 327
Hamdin Sabbahi: 4 milyon 820 bin 273
Abdulmunim Ebu'l-Futuh: 4 milyon 65 bin 239
Amr Musa: 2 milyon 588 bin 850
Muhammed Selim El Avva: 235 bin 374
Halid Ali: 134 bin 56
Ebu İz El Hariri: 40 bin 90
Hişam El Bastavisi: 29 bin 189
Mahmud Hişam: 23 bin 992
Muhammed Fevzi İsa: 23 bin 889
Hüsam Hayrullah: 22 bin 36
Abdullah El Eşal: 12 bin 249” 7
“2012
Mısır cumhurbaşkanlığı seçimleri'nde Müslüman Kardeşler'in
aday gösterdiği Hayrat
Şatır'ın adaylığı düşünce, yerine Muhammed Mursi seçildi. Yoğun
seçim kampanyası yürüttü. İlk turda %25.5 oy aldı ve ikinci tura girmeye
hak kazandı. İkinci turda da %51.73 oy alarak, 5. cumhurbaşkanı oldu.” 8
“Seçimleri kazanan Mursi'yi Müslüman Kardeşler destekliyordu. Mısır'da
cumhurbaşkanlığı seçimini Hürriyet ve Adalet Partisi adayı Muhammed Mursi'nin kazanması, ülke tarihinde birçok
ilkleri de beraberinde getirdi. Mısır'da
krallığın yıkılmasının ardından cumhurbaşkanlığı koltuğuna sırasıyla oturan
Muhammed Necip, Cemal Abdülnasır, Enver Sedat ve Hüsnü Mübarek, askeri
kariyerlerinden cumhurbaşkanlığına geçiş yapmıştı. Mısır'ın
Şarkiye vilayetinden olan ve iki dönem milletvekilliği yapan Muhammed Mursi ise mühendislik alanında akademik
kariyere sahip. Mursi'nin cumhurbaşkanlığını kazandığına dair açıklamayı
ülkedeki bazı yayın organları, ''Dört askerden sonra cumhurbaşkanı olan sivil
İslamcı'' başlığıyla okuyucularına duyurdu. Bu arada, Mısır'ın
son iki cumhurbaşkanı da Munifiye'den çıkmıştı. Sedat ve Mübarek, Münifiye
doğumlu iki cumhurbaşkanı olurken, seçimde yarışan Mursi ve Şefik'in Şarkiye
vilayeti nüfusuna kayıtlı bulunmaları, Mübarek sonrası ilk cumhurbaşkanın
Şarkiye'den çıkmasını kesinleştirmişti. Mursi 5 bin yıllık Mısır
tarihinde demokratik ve şeffaf seçimler sonucu ilk kez cumhurbaşkanlığını
kazanan kişi oldu. 1928 yılında kurulan Müslüman Kardeşler de ilk defa iktidara
geldi. Öte yandan, Tahrir Meydanı'nda toplanan binlerce kişi Mursi'nin zaferini
kutlarken, seçimi kaybeden Ahmet Şefik'in sonucu evinde öğrendiği bildirildi. Mısır'daki
cumhurbaşkanlığı seçiminden Müslüman Kardeşler'in adayı Muhammed Mursi'nin zaferle çıkmasının ardından yönetimin
ne zaman Mursi'ye devredileceği ve yeni cumhurbaşkanının yetkileri
tartışılıyor. Anayasa Uzmanı Atıf el-Benna, AA'ya yaptığı açıklamada, Mursi'nin
cumhurbaşkanlığı yemininin hemen ardından askeri bir izne gerek duymaksızın tüm
yetkiyi elinde bulunduracağını belirtti. Askeri Konsey'den geçen yıl yapılan
açıklamada, 30 Haziran'da yönetimin yeni cumhurbaşkanına devredileceğinin
duyurulduğunu hatırlatan el-Benna, ''Dolayısıyla Askeri Konsey yemin töreni
için önümüzdeki cumartesi gününe kadar bir gün belirlemek zorunda'' dedi. Birçok
devlette olduğu gibi Mısır'da da hükümetin, cumhurbaşkanı yemin eder etmez
istifasını sunması gerektiğini belirten el- Benna, şunları kaydetti: Hükümet kurma görevini cumhurbaşkanı verir.
Mısır'da da böyle olacak. Zaten Askeri Konsey'in hazırladığı tüzükte hükümet
kurmayla ilgili bir karar yok. Tabii ilan edilen anayasa niteliğindeki tüzükle
birlikte askerin elinde yasama yetkisi var. Ancak cumhurbaşkanı en yetkili isim
olarak yeni bir parlamento seçimine gidilmesini isteyebilir. Bu arada,
el-Benna, anayasa niteliğindeki tüzüğün 30. maddesine göre Mursi'nin Yüksek
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu'nun önünde yemin etmesi gerektiğini dile
getirirken, bazı siyasi partiler buna karşı çıkıyor. Parti temsilcileri,
Muhammed Mursi'nin, yeminini Askeri Konsey'in zorunlu kıldığı Anayasa Mahkemesi
önünde değil, Halk Meclis'inde yapması gerektiğini belirtiyor. Parti
temsilcileri, Mursi'nin Halk Meclisi önünde yemin etmesiyle yasama hakkının
tekrar Halk Meclisi'ne verileceğinin altını çiziyor.” 9
“Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi
seçildikten sonra yaptığı açıklamada; daha önceki
açıklamalarında herkese eşit davranacağını, Mısır halkının kölesi olacağını,
uluslararası endişeleri gidermek için daha önce imzalanan anlaşmalara sadık
kalacağını söyleyen Mursi, sonuçların açıklanmasınn ardından konuştu:
''Mısır'daki seçimleri demokratik bir şekilde koruyan şerefli Mısır yargısı ve
askerlere selam olsun. Tüm Mısır halkını kutluyorum” 10
“Suriye muhalefetinin önde gelen isimlerinden Heysem
Maleh, Hüsnü Mübarek döneminde Mısır İstihbarat Şefi olarak görev yapan Ömer
Süleyman'ın Suriye'nin başkenti Şam'da 18 Temmuz'da gerçekleştirilen bombalı
saldırıda yaralandığını açıkladı. Beşar Esad'ın eniştesi Asaf Şevket ve birçok
üst düzey görevlinin hayatına mal olan saldırının ardından Süleyman'ın ABD'ye
götürüldüğünü anlatan Maleh, konuyla ilgili ellerinde video ve fotoğrafların
bulunduğunu kaydetti, ancak bunları kamuoyuyla paylaşmadı. Söz konusu saldırının
Esad tarafından düzenlendiği, olayda ölenlerin Esad karşıtı bir darbe planı
yaptıkları için cezalandırıldığı iddia edilmişti. 11“
"1993-2011 yılları arasında Mısır Genel İstihbarat Servisi (EGIS)’nin başkanlığını yürütmüş olan Ömer Süleyman, Hüsnü Mübarek’in örtülü operasyonlarında ve uluslararası politika yapımında kullandığı taşlardan bir tanesi olmasına rağmen, dikkat çekici hususlardan bir tanesi icraat ve Mübarek’e desteğinden dolayı soruşturmaya veya yargılanmaya tabi tutulmamış hatta neredeyse devlet başkanlığına aday olabilecek konuma kadar yol alabilmiştir. Ömer Süleyman’ın görevde bulunduğu süre içerisinde, başta Hüsnü Mübarek ve sonrasında başta ABD olmak üzere bölgedeki ülkelere hizmetlerinin olduğu sıklıkla ifade edilmiştir. Bu hizmetlerden başlıcaları; Mısır’daki Mübarek rejiminin devamı adına ülkedeki muhaliflerin zor tedbirlerle sindirilmesi, ABD’nin ve İsrail’in bölgedeki güvenlik politikalarının sözkonusu ülkelerin menfaatleri doğrultusunda hareket edilmesi, arabuluculuk çalışmaları ve İslami aşırıcılığın dizginlenmesi olarak kaydedilmiştir. Ömer Süleyman’ın kariyeri boyunca tüm bunları gerçekleştirirken kirli istihbarat yöntemlerine başvurduğu da iddia edilmiştir. Buna göre; içerisinde sorgulamaların yapıldığı CIA uçakları, gizli cezaevleri, işkence merkezleri gibi uygulamaların odağında Ömer Süleyman’ın olageldiği, aşırı İslamcılar ile Filistin’e gidiş-geliş yapanların sorgulanması ve Hamas ile bağlantılarının öğrenilmeye çalışılması, Hamas ile ilgili olarak İsrail’in işlerinin ve aksiyonlarının kolaylaştırılmasının Süleyman’ın icraatları arasında yer aldığı söylenegelmiştir. 12”
"1993-2011 yılları arasında Mısır Genel İstihbarat Servisi (EGIS)’nin başkanlığını yürütmüş olan Ömer Süleyman, Hüsnü Mübarek’in örtülü operasyonlarında ve uluslararası politika yapımında kullandığı taşlardan bir tanesi olmasına rağmen, dikkat çekici hususlardan bir tanesi icraat ve Mübarek’e desteğinden dolayı soruşturmaya veya yargılanmaya tabi tutulmamış hatta neredeyse devlet başkanlığına aday olabilecek konuma kadar yol alabilmiştir. Ömer Süleyman’ın görevde bulunduğu süre içerisinde, başta Hüsnü Mübarek ve sonrasında başta ABD olmak üzere bölgedeki ülkelere hizmetlerinin olduğu sıklıkla ifade edilmiştir. Bu hizmetlerden başlıcaları; Mısır’daki Mübarek rejiminin devamı adına ülkedeki muhaliflerin zor tedbirlerle sindirilmesi, ABD’nin ve İsrail’in bölgedeki güvenlik politikalarının sözkonusu ülkelerin menfaatleri doğrultusunda hareket edilmesi, arabuluculuk çalışmaları ve İslami aşırıcılığın dizginlenmesi olarak kaydedilmiştir. Ömer Süleyman’ın kariyeri boyunca tüm bunları gerçekleştirirken kirli istihbarat yöntemlerine başvurduğu da iddia edilmiştir. Buna göre; içerisinde sorgulamaların yapıldığı CIA uçakları, gizli cezaevleri, işkence merkezleri gibi uygulamaların odağında Ömer Süleyman’ın olageldiği, aşırı İslamcılar ile Filistin’e gidiş-geliş yapanların sorgulanması ve Hamas ile bağlantılarının öğrenilmeye çalışılması, Hamas ile ilgili olarak İsrail’in işlerinin ve aksiyonlarının kolaylaştırılmasının Süleyman’ın icraatları arasında yer aldığı söylenegelmiştir. 12”
MISIR
HALKININ TALEPLERİ REDDEDİLDİ
Şimdiye kadar birçok çağrı yapıldı. Mısır askeri stratejik bir yardım da sundu. Karşılaştığımız büyük zorluklar ve tehditlerin üzerinden gelebilmek için sosyal güvenlik ve politik açıdan çağrıda bulundu. Askeri kuvvetler bölünmenin, gerginliğin, çatışmanın olmamasını istiyor. Mevcut krizden çıkabilmek için bütün çağrıları yapıyor. Askeri tarafın göstermiş olduğu talepler 21-22 Haziran'da görüşlerini bildirmiş olduk. Her türlü devlet mercii tarafından askerin görüşleri reddedilmiş oldu. Mısır'daki kitlelerin de istekleri ve talepleri reddedilmiş oldu. Bizim amacımızın uzlaşmadır, insanların umudunu, güvenini sağlamaktır. Başkanın dün yapmış olduğu konuşma ve bunun öncesindeki süreçler kitlelerin taleplerini karşılanmadığını gösteriyor.
TEKNOKRAT HÜKÜMETİ OLUŞTURULABİLİR
Mısır'da bir yol haritası çizilmelidir. Bu yol haritasında çeşitli konular vardır. Bunlar arasında Anayasa'nın askıya alınması vardır. Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın da aynı şekilde bu süreçten geçmesi gerekmektedir. Erken seçimin açıklanması gerekmektedir. Yeni başkan seçilene kadar ara bir hükümetin oluşturulması gerekmektedir. Bu ara dönemdeki kararnameler çıkarılmalıdır. Teknokrat bir hükümet oluşturulabilir. İlgili tüm süreçleri yönetmesi gerekmektedir.
ULUSAL BİR UZLAŞMA SAĞLANMALIDIR
Tüm ölçekteki ilgili değiştirme süreçlerinin Anayasa çerçevesinde gerçekleşmesi gerekmektedir. Askeri Yüksek Şura, parlamenter seçimlere bu yolda gitmeli ve de parlamenter seçimlerin sürecini başlatmalıdır. Etik bir başlık altında medyanın özgürlüğü, halkların özgürlüğü dikkate alınarak bunlar yapılmalıdır ki, gençlere yetki verilebilsin ve de karar verme süreci sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilsin. Ulusal bir uzlaşma gerçekleştirilebilsin. Her taraftan kişilerin katılımıyla gerçekleştirilsin.
HALKIMIZIN GÜVENLİĞİ SAĞLANMALIDIR
Mısır Askeri Kuvvetleri ayakta duracaktır, İçişleri ve Güvenlik Bakanlığı'yla iletişim içerisinde olacaktır. Huzurlu ve barışçıl bir ortam içerisinde bu sürecin gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir. Askeri kuvvetler, polis ve de yargı personeli bu noktada kendini adamıştır. Halkların güvenliğini, emniyetini ve refahını sağlamak için kendini adamıştır ve de bunun savunmasını yapmaktadır.
TELEVİZYON YAYINLARI DURDURULDU
Mısır'da ordunun yönetime el koymasının ardından bazı televizyon kanallarının yayınları durduruldu. Mısır 25, El Nas ve El Hafız adlı kanallarının çalışanlarının da gözaltına alındığı iddia ediliyor.” 13
Şimdiye kadar birçok çağrı yapıldı. Mısır askeri stratejik bir yardım da sundu. Karşılaştığımız büyük zorluklar ve tehditlerin üzerinden gelebilmek için sosyal güvenlik ve politik açıdan çağrıda bulundu. Askeri kuvvetler bölünmenin, gerginliğin, çatışmanın olmamasını istiyor. Mevcut krizden çıkabilmek için bütün çağrıları yapıyor. Askeri tarafın göstermiş olduğu talepler 21-22 Haziran'da görüşlerini bildirmiş olduk. Her türlü devlet mercii tarafından askerin görüşleri reddedilmiş oldu. Mısır'daki kitlelerin de istekleri ve talepleri reddedilmiş oldu. Bizim amacımızın uzlaşmadır, insanların umudunu, güvenini sağlamaktır. Başkanın dün yapmış olduğu konuşma ve bunun öncesindeki süreçler kitlelerin taleplerini karşılanmadığını gösteriyor.
TEKNOKRAT HÜKÜMETİ OLUŞTURULABİLİR
Mısır'da bir yol haritası çizilmelidir. Bu yol haritasında çeşitli konular vardır. Bunlar arasında Anayasa'nın askıya alınması vardır. Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın da aynı şekilde bu süreçten geçmesi gerekmektedir. Erken seçimin açıklanması gerekmektedir. Yeni başkan seçilene kadar ara bir hükümetin oluşturulması gerekmektedir. Bu ara dönemdeki kararnameler çıkarılmalıdır. Teknokrat bir hükümet oluşturulabilir. İlgili tüm süreçleri yönetmesi gerekmektedir.
ULUSAL BİR UZLAŞMA SAĞLANMALIDIR
Tüm ölçekteki ilgili değiştirme süreçlerinin Anayasa çerçevesinde gerçekleşmesi gerekmektedir. Askeri Yüksek Şura, parlamenter seçimlere bu yolda gitmeli ve de parlamenter seçimlerin sürecini başlatmalıdır. Etik bir başlık altında medyanın özgürlüğü, halkların özgürlüğü dikkate alınarak bunlar yapılmalıdır ki, gençlere yetki verilebilsin ve de karar verme süreci sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilsin. Ulusal bir uzlaşma gerçekleştirilebilsin. Her taraftan kişilerin katılımıyla gerçekleştirilsin.
HALKIMIZIN GÜVENLİĞİ SAĞLANMALIDIR
Mısır Askeri Kuvvetleri ayakta duracaktır, İçişleri ve Güvenlik Bakanlığı'yla iletişim içerisinde olacaktır. Huzurlu ve barışçıl bir ortam içerisinde bu sürecin gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir. Askeri kuvvetler, polis ve de yargı personeli bu noktada kendini adamıştır. Halkların güvenliğini, emniyetini ve refahını sağlamak için kendini adamıştır ve de bunun savunmasını yapmaktadır.
TELEVİZYON YAYINLARI DURDURULDU
Mısır'da ordunun yönetime el koymasının ardından bazı televizyon kanallarının yayınları durduruldu. Mısır 25, El Nas ve El Hafız adlı kanallarının çalışanlarının da gözaltına alındığı iddia ediliyor.” 13
Mısır’da
gerçekleştirilen darbe girişimine uluslararası komiteler ve bağımsız örgtler
darbe diyemezken Türkiye Cumuriyeti devleti ile birlikte bütün yetkilileri Mısır’ın
ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye desteklerini her platformda
açıklamışlardı. Mısır ordusu ülkesinin ilk seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed
Mursi’yi illegal bir yöntem ile indirip askeri vesayeti yine Mısır üzerinde
şekillendirmeleri demokrasi ve insan hakları katliamının nasıl gerçekleştirildiğini
2013 yılında bizlere çok iyi gösteriyorlardı. Bir yandan Mısır Cumhuriyet
Muhafızı askerleri Kahire'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın önünde bekliyor. Bir
yandan da Kahire'nin Medinat Nasr semtinde toplanan Cumhurbaşkanı Mursi
destekçilerinin etrafını saran askerler nişan alıyor. Bir diğer yandan da
askeri araçların 6 Ekim Köprüsü'nden geçtiğini görülüyordu. Kahire
Üniversitesi'nin önünde zırhlı araçlar konuşlandırılıyor. Müslüman Kardeşler kendilerine
saldıran haydutların, baltacıların ve illegal grupların saldırılarından endişeliydi.
Mısır’ın birçok meydanlarındam milyonlarca kişi seçilmiş cumhurbaşkanı için
sokaklarda ve meydanlarda günlerce zor şartlar altında demokrasi ve ve
bağımsızlık mücadelesi için beklerken, bir yandan da çocuklarının bağımsız ve
gelecek kaygısı olamadan yaşamaları için meydanlarda aç ve susuz Ramazan ayında
beklemeleri Mısır’da bir intifada oluşturuyordu. Bölgede değişen roller ve
siyasal ayrılıklar Mısır üzerinde şekiileniyor, komşusu israil’in çıkarlarına
uygun hareket eden darbe komutan Abdulfettah El Sisi her defasında Gazze’nin
nefes borusu olan Refah tünellerini bombalatıyordu.
“Mısır ordusunun Gazze’den Sina’ya açılan
tünelleri patlayıcılarla yok etmeye başladığı bildirildi. Mısır’da yayımlanan
el-Yovmu’s- sabi gazetesinin haberine göre Mısır güvenlik güçleri dün geceden
itibaren Gazze’den Mısır’a açılan tünelleri patlayıcılarla imha etmeye başladı.14”
“Gazzelilerin başta yiyecek ve ilaç olmak üzere çok sayıda hayati ihtiyacını karşılamak zorunda kaldığı tünelleri Mısır ordusu darbeyle başa gelen yeni yönetiminde emriyle imha etmeye başladı. AA muhabirinin görgü tanıklarından aldığı bilgiye göre, Mısır silahlı kuvvetlerine bağlı ekipler, ülkenin güneyindeki Sina Yarımadası'nda bulunan 3 tüneli yıktı.15”
“Mısır ordusunun Gazze sınırında yer alan, yakıt ve
mal geçişlerinin sağlandığı birçok tünele sabahın erken saatlerinde operasyon
gerçekleştirdiği ve kaçak mallara el koyduğu bildirildi.16”“Gazzelilerin başta yiyecek ve ilaç olmak üzere çok sayıda hayati ihtiyacını karşılamak zorunda kaldığı tünelleri Mısır ordusu darbeyle başa gelen yeni yönetiminde emriyle imha etmeye başladı. AA muhabirinin görgü tanıklarından aldığı bilgiye göre, Mısır silahlı kuvvetlerine bağlı ekipler, ülkenin güneyindeki Sina Yarımadası'nda bulunan 3 tüneli yıktı.15”
“Mısır'da, Hazım El Biblavi'nin başbakanlığında
kurulan geçici hükümet, geçici Devlet Başkanı Adli Mansur'un huzurunda yemin
ederek göreve başladı. Mısır'da, Hazım El Biblavi'nin başbakanlığında kurulan
geçici hükümet, geçici Devlet Başkanı Adli Mansur'un huzurunda yemin ederek
göreve başladı. Genelkurmay Başkanı ve
Savunma Bakanı General Abdülfettah El Sisi, hükümette bakanlık görevinin yanı
sıra başbakan yardımcılığını üstlendi. Sisi, daha önce yaptığı açıklamalarda başbakan yardımcısı olmayacağını ifade
etmişti. Hükümette Nebil Fehmi Dışişleri, Muhammed Ahmed İbrahim ise İçişleri
Bakanlığı'na getirildi. Ulaştırma Bakanlığı adaylarından eski Ulaştırma Bakan
Danışmanı Ahmed Sultan'ın son anda görevi kabul edemeyeceğini belirtmesi üzerine
bu bakanlığa kimse getirilemedi. İdari Kalkınma Bakanlığına getirilmesi beklenen Ahmed Derviş'in de hükümetin
nihai listesinde yer almadığı ifade edildi. Müslüman Kardeşler: 'Hükümeti
tanımıyoruz' Toplam 33 üyeli kabine, ağırlıkla liberallerden oluşuyor. Diğer
isimler ise teknokratlar arasından seçildi. Bakanlar Kurulu'nda Müslüman
Kardeşler ya da Nur Partisi'nden bir temsilci yer almıyor. Müslüman Kardeşler
geçici hükümeti tanımadığını ilan etti. 17“
Rabiatul Adeviyye meydanında günlerce zor şartlar
altında demokrasi nöbeti bekleyen insanların üzerine helikopterler ve baltacı
diye adlandırılan paralı tutulan illegal örgüt üyeleri ateş ediyor her geçen
gün yüzlerce insan şehit oluyordu. Son rakamlar tüylerürpertici idi 450 şehit
5000’den fazla yaralı ve 1500’den fazla tutuklu kişi, sadece demokrasi,
hürriyet, bağımsızlık ve seçim ile iş başına getirilmiş cumhurbaşkanlarının
görevinin iade edilmesi talebinde bulunmuşlardı. Mısır ordusu 25 Ocak 2011 devriminden
sonra adeta katliam yaptı. Mısır ordusu darbe ile Orta Doğu’nun enstrateij
bölgesinde katliam zilleri çalarken Tahrir meydanındaki yüzlerce kişi ise
katliamı ve darbeyi halen destek gösterileri yapmakla meşgullerdi. Bu darbe
kabul edilemeyecek ve lanetlenecek bir girişimdi. Orta Doğu’da Nil’den akan
sullar adeta kana bulaşmış bölge için stratejik konuma sahip Sina Yarımadası
adeta terör örgütlerinin ele geçiyordu. Bu durumdan tek bir ülke memnun idi o
da israildi. İsrail darbeci komutan Abdul Fettah El Sisi’yi bir kahraman olarak
ilan ediyor, Müslüman Kardeşler hareketine adeta kan kusuyordu. İsrail, İhvan’ı
bölgede istemiyor, İslami Birlik Hareketinin daha çok büyüyeceğini tahmin
ediyor ve Gazze Şeridi’ndeki Hamas Hareketi’nin de daha çok güçleneceğini
biliyordu. Kuzey Afrika’da ve Orta Doğu’da Müslüman Kardeşler hareketinin
gittikçe büyüdüğünü fark eden Batılı ülkeler ve monarşi ordularını artık çok
açıkça destekleyen ABD böyle büyük bir hareketin önünü darbe faktörleri ve kaos
girişimleri ile kesmeye hedefliyordu. Türkiye, Mısır ordusunun darbesine kadar askeri, ticari, teknoloji ve diplomatik olarak
büyük müttefik idi. Şu ana dek ilişkiler kesintiye uğramış gibi görünsede uzun
vadeli olarak Türkiye ve Mısır konjonktürel sebeplerden dolayı ikili ilişkileri
sarsılacak ülkeler asla olmamıştır.
darbe gerçekleştiren Mısır ordusu insan hakları, demokrasi, adalet ve hukuk adeta katledildi, binlerce insan yaralandı ve yüzlerce insan katledildi ve seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi dünya kamuoyu önünde böyle görüntülendi.
Kardeşim sen özgürsün - أخي أنت حرٌّ - ahi ente hurrun
Kaynak:
5- http://www.sabah.com.tr/Dunya/2011/04/25/mubarekin-ortagi-100-bavul-altin-kacirirken-yakalandi
6- (Tablolar) http://tr.wikipedia.org/wiki/2012_M%C4%B1s%C4%B1r_cumhurba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1_se%C3%A7imleri
7- http://www.sabah.com.tr/Dunya/2012/05/28/misirda-resmi-sonuclar-aciklandi
11-
http://www.sabah.com.tr/Dunya/2012/12/05/omer-suleyman-samda-oldu-iddiasi
12- http://www.tuicakademi.org/index.php/kategoriler/ortadogu/3348-bir-istihbaratcinin-olumu-omer-suleyman
12- http://www.tuicakademi.org/index.php/kategoriler/ortadogu/3348-bir-istihbaratcinin-olumu-omer-suleyman
14- http://turkish.irib.ir/haberler/dis-haberler/item/276764-m%C4%B1s%C4%B1r-ordusu-gazze-t%C3%BCnellerini-patlay%C4%B1c%C4%B1larla-yok-etmeye-ba%C5%9Flad%C4%B1
15- http://www.takvim.com.tr/Dunya/2013/07/19/darbeciler-gazzenin-can-damarini-kesti
15- http://www.takvim.com.tr/Dunya/2013/07/19/darbeciler-gazzenin-can-damarini-kesti
16-
http://www.haber7.com/afrika/haber/1053761-misir-ordusundan-tunellere-safak-baskini
17- http://www.sondakika.com/haber/haber-misir-da-yeni-hukumet-isbasinda-4840851/
17- http://www.sondakika.com/haber/haber-misir-da-yeni-hukumet-isbasinda-4840851/
Bu yazı geneli itibari ile araştırılmış olup, kaynakçaları ile yayımlanmış olarak EMRE AÇIKEL'e aittir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder