Kaynak: www.bilimarastirmavakfi.org
Rumların yeni cumhurbaşkanı’nı
kısaca tanımak gerekir ise Nikos Anastasiadis’in siyaset başlangıcı
Yunanistan’da sol bir kesimden gelerek Güney Kıbrıs’ta sağ ve liberal bir
politika izlemesi ayrıca Kıbrıs Türkleri ve gelecekleri üzerine oluşturulmuş
yunan menşeli rum terör örgütü olan EOKA üyeleri arasındadır. Rum kesiminde şuanda
birçok milletvekili Kıbrıs Türkleri üzerinde teşhircilik hedefinde bulunan EOKA
gibi terör örgütleri üyelerinde bulunan kişilerdir. EOKA, yunan cuntacıları
tarafından da desteklenmiş ayrıca zamanın Yunan Başbakanı Yorgo Papandreu’nun
izni ile Rumlara destek mahiyetinde yunan askerlerin botlar ile Ada’ya
gönderildiği de psikolojik sorunları olan azılı Kıbrıs Türk katili Makarios’un
mektuplarında açıkça belirtilmektedir. EOKA git gide Makarios’un aşırıcılık
politikası ile liderlik sevdasından dolayı birkaç parçaya ayrılmış ve Rumlar
arasındaki ihtilaf sonucunda ise yunan cuntacılarının istediği birkaç yunan subayın
EOKA-2’de yer aldığı açıkça bilinmektedir. Makarios Kıbrıs Cumhuriyeti temsili
devlet başkanı statüsü ile Ada’da bulunan Türk ve Rumları dünya üzerinde temsil
hakkı elde etmiş ayrıca Devlet Başkan Yardımcısı ise anlaşmalara göre Kıbrıslı
Türk olmuştur. Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası git gide azılı ve aşırıcı politika
izleyen Başpsikopos Makarios tarafından Türklerin hak gaspına doğru ilerlediği,
anlaşılan maddeler üzerindeki çoğunluk hakların Rumlar adına devredilmesi
gerektiğini savunan yorumlar ile ve yunan medyaların verdiği demeçlerde
Kıbrıslı Türklerin Ada’da hiçbir haklarının olmadığını radyo’larda
seslendirdiği de açıkça bilinmektedir. Kıbrıs’taki Türkleri ve Rumları ortak
bir anayasal yapı altında buluşturma gayreti güden, Türkiye, İngiltere ve
Yunanistan’ın garantörlüğü ile başlangıçta temel konular üzerinde mutabık
kalınmış gibi gösterilen ama Rum otoritelerini temsil hakkı sağlayan başpiskopos
Makarios’un ürettiği aşırıcılık senaryoları ile yıkılması 2 yıldan az bir
zamanda gerçekleşen Kıbrıs Cumhuriyeti adlı birleşme testlerinde Kıbrıslı
Türklerin self-determinasyon hakkının
dillendirilmesi gerektiğini kanıtlayacak nitelikte olmuştur.
Kaynak: http://www.kibrisgazetesi.com/
Self-Determinasyon Nedir? “Bu
adımların belki de en önemlisi, halkların hak eşitliği ve kendi
mukadderatlarını kendilerinin tayini, ulusların barış, özgürlük ve güven içinde
yaşamalarını sağlayacak bir uluslararası hukuk kavramı olarak ortaya çıkmıştır.
“Self-determinasyon” ya da “kendi kaderini tayin” konusu, uluslararası
ilişkileri etkilemeye başladığı günden bu yana çeşitli şekillerde yorumlanmış,
daima tartışma konusu olmuştur. Devletler, her zaman bu kavramı siyasi
amaçlarına uygun olarak yorumlama eğilimi göstermişlerdir. Self-determinasyon,
zaman zaman güç politikasının aracı haline de getirilmiştir. Fakat, aynı
zamanda, self-determinasyon konusundaki tüm tartışmalarda ülke bütünlüğü ve
uluslararası istikrar kavramları gözönünde tutulmuş ve hakkın uygulanmasında
sınırlayıcı bir rol oynamıştır.1 ( KARAOSMANOĞLU,
Ali L., “Kendi Kaderini Tayin, Ülke Bütünlüğü, Uluslararası İstikrar veDemokrasi”,
Doğu-Batı, (Savaş ve Barış) Yıl: 6, Sayı: 24, Ağustos, Eylül, Ekim 2003, s.
147. )
Kıbrıslı
Rumların baskıcı kilise otoristesine ve yunan destekli demeçler doğrultusunda
seçimlere gittikleri, Kıbrıs meselesi üzerine oturulan müzakerelerin sadece
basit bir toplantı olarak görülmesi, Ada’daki siyasi çözümsüzlüklere değil
Rumların ekonomik ve diplomatik sorunlar içerisinden tek çıkamayacaklarını,
haksız bir uygulama karşısında ideolojik olarak alınan AB katılım sürecinde
Rumların Ada’yı temsil etmediği ve Kıbrıslı Türkler adına hiçbir karar
alınmayacağını Kıbrıs’ta oluşturulacak birlikte katılım sürecinde yol
alınamayacağı kesinlikle bilinmektedir. Anastasiadis seçildikten sonraki
yol sürecinde öncelikli sorunu ekonomik kriz için ayırır ise bu sürecin 10-15
yıl gibi bir sürede tamamlanamaycağını sadece tatminkar açıklamalar ile yol
alınacağının farkında olması gerekmektedir. Rumlar mali yardım konusunda ilk
önce AB para fonu kapısında bekleyemeyeceğini çok açıkça bilmelidir. AB kapısını çalmadan önceki durağı bazı AB üyesi
ülkeler olacaktır. Sırası ile bu ülkelere izlenim oluşturmaları için önlerinde
çok uzun bir zaman dilimi mevcut ama rum ekonomisi uzun zamanda ne kadar iflasın
derinini görür orası çok açık bir şekilde tahmin edilebilir. Anastasiadis’in
öncelikli konusu Kıbrıslı Türkler ve Türkiye Cumhuriyeti arasındaki doğrudan
bağ olmalıdır. KKTC ve T.C limanları, Rumların kendilerine açık olmadığı için
en büyük zarar kaynağı yine Rumlara olmuştur. Ada’daki doğal hakların Kıbrıslı
Türkler ve Rumlar’a aklı selim yöntemler doğrultusunda paylaştırılması
gerekirken, Rum kesimi bunu aksi bir şekilde Türkiye ile son yıllarda
ilişkileri kopma noktasına gelen İsrail ile Doğu Akdeniz’de petrol arama
girişimleriyle Ada meselesine zarar verecek hamleleri hayata geçirmesi de
Rumlar adına ekonomik kriz’in daha da derinleşmesi anlamına gelecektir.
Kıbrıslı Rumların diplomatik restleşme takvimini bir kenara bırakıp, Kıbrıs
meselesine odaklanması Yunanistan ile bağlarının kopması anlamına gelmeyeceği
gibi entegre müdahilliğinde daha aktif bir politika izleneceği açıkça
görülecektir. Ada’da bulunan iki milletin dünya kamuoyunda farklı senaryolar
ile tek bir tarafın temsili yetkisi gibi gösterilmesi uluslararası ilişkilerde,
uluslararası kuruluşlar adına hassas dengeler ile dalga geçtiği meydana
çıkmaktadır. Kıbrıs Ada’sında iki milletten oluşan ikili bir devlet anlayışı
hakim olduğunu halen rum kilise otoriteleri ve psikopos liderleri lobi
faaliyetlerinde anlamak istememekte ve Rum toplumu üzerinde siyasi hürriyetin
baskı yolu ile gelecek kaygısı oluşturmakta yarış halindedirler. Kıbrıs
Türkleri hiçbir zaman Rumların ideolojik AB üyeliklerinde verdiği demeçleri,
AB’nin kurum ve toplumlar nezdinde değer oluşturmayacağı gibi Kıbrıs meselesini
kendi çıkarları doğrultusunda diğer bir milleti yok sayarak farklı bir rafta
sergileyemeceğinide sıkça AB kamuoyuna
açıklamaktadır. Kıbrıs Türkleri dünya kamuoyunda milletler adına müreffeh bir
kazanım olacağı gibi Rumlarında bu pay içerisinde yer alacağını açıkça
belirtmektedir.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder