Lübnan Haritası Kaynak: http://www.nationsonline.org/
Bölgesel denklemde israil’in saldırganlığına karşı mezhepsel
bloklaşma taktiği adeta tutmuş ve Suriye, Lübnan, Irak ve İran politikalarına
da etkisi olmuştur. Sünni ve Şii ayrımına itilmiş olan yönetimler bölgesel
konuların takibinde ve faaliyetlerinde israil’in kullandığı kozu kendi
lehlerine ilerleme olarak kaydetmişlerdir. Suriye, Lübnan konusunda her zaman
politik ve siyasi olarak lider konumunu hiçbir zaman bırakmamış son 3 yılda
Suriye içerisinde yaşanan iç savaş ile birlikte etkili birliktelik
zayıflamıştır. Müslüman-Hristiyan sorunu, Refik Hariri suikastı ve 2006
Lübnan-israil savaşı ile birlikte Lübnan içerisinde ve parlamentosunda
Hizbullah hareketi adına suçlamalar yöneltilmiş ve dış kaynaklar tarafından
Lübnan’ın büyümesinde her zaman bu sorunlar ortaya dökülmüştür. Lübnan
içerisinde istikrar’ın sağlandığı anda Hizbullah hareketi’nin güçlendiği anda
bu gelişmeler sadece israil adına bir dezavantaj oluşturmaz, Abd ve israil
politikasına yakından ve uzaktan destek verenleri de etkiler. Lübnan-israil
savaşında her iki halkta bu savaşın ne için olduğunu düşünürken siyonizm ideası
uğruna katledilen binler sivil Lübnanlı ve onlarca israil askeri. İsrail
içerisinde Lübnan’a savaş açılmasının yersiz olduğu her platformda
dillendirilmiş ve sendikalaşmalar dahi başlamıştır. Lübnan’a karşı başlatılan
bu hırs savaşı adeta israilli işçiler’in “Artık bir sınırı var” sloganı ile
yanlış bir adım olduğunu siyonizm liderlerine ve siyonizmin esaretine kapılan
kişilere anlatmalarına karşılık verilen en sert cevap israilli liderlerin
yanlış politikalarına destek vermek zorunda kalan israilli işverenler “Artık
bir sınırı var” sloganı ile birleşen hümanist ve cesur israilli işçileri işten
çıkarmıştır. Lübnan-israil savaşında israilli astsubayların dahi Beyrut’un
içlerine kadar ilerlemelerini anlam veremedikleri savaş sırasında israil
topraklarına çekilme talepleri de belli olmuştur. Lübnan’a karşılık başlatılan
ve topraklarının genişlemesi hedefi olan bu savaş israil adına taktiksel bir
savaş’tır. Lübnan’ın güneyine kadar girilmiş ve Başkent Beyrut’a kadar gidilmek
istenen ideolojik yıpratma savaşı israil için bir deneyim olmuştur.
Hizbullah’ın ciddi direnişi ve saldırısı ile cevap alan israil Hizbullah
hareketi’nin ne denli kuvvetli olduğunu da test etmiştir. Hizbullah’ın elinde
bulunan İran ve Çin menşeli askeri malzemeler israil’in belini bir nebze
bükmüştür. Fakat İsrail yıllardır istediği o topraklar üzerinde hakimiyetinin
var olacağını da bölgedeki bütün Arap ülkelerine tekrar hissettirmiştir. İsrail
güney Lübnan’ı doğrudan işgal etmiş ve 36 gün sonra barış anlaşması’da
sağlanmıştır. Bu kadar hassas ve tehlikeli sınır oluşturan israil politikası her
geçen Lübnan Ordusu ve Birleşmiş Milletler Barış Gücü Askerleri (UNIFIL)
açısından da git gide tehlik arz etmektedir. Sınır bölgesinde israil
hamlelerine karşılık her zaman Hizbullah sert cevap vermiş ve Lübnan Hükümeti
de artık israil saldırganlığının haddi aştığını belirtmiştir. İsrail’in bölgede
birçok askeri faaliyette bulunduğu ve Hzibullah örütüne karşılık operasyonlar
gerçekleştirdiği açıkça bilinmektedir. İsrail’in bu sıkı faaliyetleri bölgedeki
dengeleri tekrar değiştirmek adına tahrik ve provakasyonel eylemlerin ilerleyen
yıllarda geçekleşeceği de açıkça bilinmektedir. Lübnan Akdeniz havzasında doğal
kaynakları olan Kıbrıs Ada’sı için yakın olan bir ülke’dir. Her yönü ile israil
eski statüsü Ürdün’e bağlı olan Ürdün Vadisi işgal etmesinin kendi çıkarlarına
olduğunu söylerken Lübnan’ın güneyi içinde kendilerinin güvenlikli bölge ilan
etmeleri ve kaynaklarını kullanmalarını söylemesindeki amaçta aynıdır. Sina,
Gazze, Güney Lübnan, Golan Tepeleri, Ürdün Vadisi ve Doğu Akdeniz sınırları
israil için büyük hayati önem taşımaktadır. Fakat israil’in bu gibi idea’ları
gerçekleştirme arzusu hiçbir Arap ülkesi tarafından sıcak bakılmamakla birlikte
hiçbir zaman da kabul edilmemiştir. Bu kadar saldırgan ve nefret politikası
üreten bir ülke ile Arap ülkeleri tarihini unutarak hiçbir şekilde israil ile
bağlarını tazeleme yönünü düşünmemektedir. 1
“İsrail basını, Ehud Olmert’in siyasi hayatını bitiren en önemli etkenin
2006 yılındaki Hizbullah savaşında alınan yenilgi olduğunu ifade etti.”
“Olmert’le ilgili olan her şey unutulur; ama 2. Lübnan Savaşı asla
unutulmayacak” ifadesini kullanan Haaretz gazetesi, Başbakan Olmert’i İsrail’i
33 gün süren umutsuz bir savaşa sürüklemekle suçlayarak bu savaşın İsrail’i
tarihinin en aşağılayıcı savaşı olduğunu yazdı.” 1 Kaynak: http://www.ydh.com.tr/HD5323_israil-basini--olmertin-siyasi-hayatini-hizbullah-savasi-bitirdi.html
Hizbullah, Lübnan ve İsrail konusunda taraflar
arasında Détente oluşturulması yakın yüzyılda gündeme gelmeyecektir. Détente Ne
demektir? 2 “rahatlama, yumuşama anlamına gelen sözcük küba füze krizinin ardından
uluslararası ilişkiler literatürüne girmiştir.” 2 Kaynak: http://www.diplomasisozluk.com/nedir/detente
İsrail saldırgan ve haylaz politikası Orta Doğu’nun
istikrarına karşı hedeflenen güçlü bir aşınma ve yıpratma projesidir.
Önümüzdeki yıllarda israil Lübnan’ın hava, kara ve eniz sahası üzerinde yoğun
bir yıpratma projesi gerçekleştirmeyi ve israilli yetkililerin yakında Lübnan
savaşına hazır olun demeçleri de unutulmamalıdır. Lübnan topraklarına ve
halkına yönelik bir kışkırtmacılık politikası bölgesel konulara daha da zarar
vermekte ve israil’in lehine yaramaktadır. Suriye meselesi halihazır bir mesele
fakat Lübnan ve Ürdün meselesi de eklenir ise bölgesel kaynama israil’in
genişleme ve Filistin teşhiricliğini yürütmesi açısından rahatlaşacaktır.
Bu yazı geneli itibari
ile araştırılmış olup, kaynakçaları ile yayımlanmış olarak EMRE AÇIKEL'e
aittir.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder