4 Nisan 2013 Perşembe

İsrail İşgal Sürecinde Filistin'deki Zeytin Ağaçlarını Tek Tek Yok Ediyor

israil’in işgal politikasını kusursuz ve sessiz bir şekilde devam ettirmesi için dünya’nın en nadide servetleri arasında yer alan ve insan yaşamının vazgeçilmezi olan zeytin ağaçlarına karşı uygulamış olduğu yakma ve sökme projesi tüm hızı ile devam etmektedir. israil’in terörist listesine eklemiş olduğu varlıklardan birisi de maalesef zeytin ağaçları olmuştur. israil, Arap ve Filistin halklarına yönelik katliamlarına ek olarak doğa katliamlarını sürdürmesi de dünya adına büyük bir kin ve nefret örneği’dir. İllegal yerleşim ve işgal sürecinde dini yerlere saldıran bir rejimin,  tarihi ve kültürel varlıklara karşı anlaşılamaz olan nefret ve öfke birikimini bastırması da israili yöneten kişilerin psikolojik bir tahribatı yaşadıklarının ispatı’dır. Arap ve Filistin halkının Osmanlı ve önceki dönemlerde de kendileri için vazgeçilmez olan zeytin ağaçlarının en önemli ekonomik faaliyet alanı olduğu ve bu yönde çeşitli gelişmeler gösterek Orta Doğu’nun  stratejik ürünü ve üretim noktası olmuştur.  Zeytin ve ondan elde edilen yağın kalite bakımından çok değerli bir ürün olduğu ve bu topraklardaki en verimli ürünler arasında başta olduğu herkesçe ve özellikle israil yönetimlerince bilinmektedir. Bölge’nin en önemli ve ortak değerlerini yansıtan zeytin ağaçlarının israil’in işgal politikasından etkilenmesi ise dünya mirasına karşı işlenen bir insanlık suçu olarak yer almaktadır. İsrail ve işgal askerlerinin Filistin halkının topraklarına, evlerine ve ailesine karşı başlatmış olduğu teşhircilik politikasının ardından sıra zeytin ağaçlarına ve verimli toprakların yok edilmesine gelmiştir.  Filistin yönetimine dahil olan yerlerde israil yönetiminin istediği şekilde uygulama yapılmakta gerekirse bu uygulamaya direnen kişilere karşı tutuklama emri ile zeytin ağaçlıklarından çıkarılması israil yönetiminin kendi oluşturduğu kanunlar ile sınırlı kalmayacaktır. Batı Şeria, Ramallah ve Filistin hükümetine bağlı topraklarda israil’in şiddet ve nefret kanunlarının yanında şovenist bir yaklaşım ortaya koyması da Filistinlilerin yaşam koşullarının savaş şartlarından daha kötü olduğu aşikar’dır. İsrail’in illegal yerleşim politikalarının devam etmesi ve yahudilerin yerleşimlerinin ve kalıcılıklarının sürdürülebilir olması için yasal olmayan yollar ile toprak genişletmesi uluslararası hukuka karşı devam etmektedir.  Filistinli köylülerin yaşam kaynağı olan zeytin ağaçlarına karşı başlatılan bu uygulama ekonomik gelirleri ellerinden alınan köylülerin göç etmesini sağlamayı amaç edinmektedir. İsrail’in zeytin ağaçlarına yönelik bu akıl almaz tutumuna karşılık su kaynaklarının yahudi yerleşimlerine yönelendirilmesi veya tamamen Filistinli köylülerin kullanamayacakları hale getirilmesi de teşhirciliğin nefret ile birleşerek bölge’de çirkin boyutlara ulaştığını göstermektedir.
 
Zeytin Ağaçları Yok Edilmiş bir Filistinli Kadının Serzenişi  (Kaynak:  http://www.reuters.com)
Zeytin ağaçlarına yönelik saldırıların yoğunlaştığı yerler arasında en çok Nablus, Selfit, Tulkerem, Ramallah, Beytlaham, El-Halil ve Kalkiliya yer almaktadır. İsrail askerlerinin sabah saatlerinde Filistinlilerin zeytin ağaçlarının yerinden sökerek en sonunda yakmaları insanlık tarihinden sonra doğa’ya yapılmış en büyük katliam uygulaması’dır. İsrail zeytin ağaçlarını yok etme sürecindek planlarını titizlik ile çalıştığı sırada ağaçların sökülmesi ve yakılması esnasında bütn yolların kapatılması ve köylülerin bu alanlara girmemesi için bütün koşulları profesyonel bir şekilde gerçekleştiriyor. İsrail illegal yahudi yerleşim yerleri ile Filistinlilerin arasına inşa ettiği duvar uygulaması, topraklarını ve zeytin ağaçlarını da ellerinden alması ile birlikte insan ve doğa ırkçılığı israilli liderler tarafından her geçen gün dünya kamuoyu önünde izlenmektedir. Batı Şeria’nın Nablus yakınlarındaki Filistinlilerin zeytin ağaçlarına yönelik ırkçı saldırılar, Ramallah’ta yerleşik halka ait olan tarım arazilerinin gasp edilmesi gibi birçok yasadışı ve insanlık suçu sayılabilecek eylem ve uygulama israil tarafından gerçekleştirilmektedir. israil, Cenin ve Burin’de incir ile zeytin ağaçlarına yönelik saldırıları da hayli artmıştır. israil 20 Ekim 2010 yılında Burin’de zeytin toplayan bir köylüye saldırması ile birlikte 2500 ağacı yok etmesi’de bir insanlık suçu’dur. israil 16 Haziran 2011 yılında Ya’bed beldesinde zeytin ağaçlarına yönelik saldırılarının ardından ağaçları ateşe vermesi büyük bir doğa katliamı’dır. Her yıl görünen bu manzaraların zamanla tekrarlandığı ve her gün bu ırkçı saldırıların arttığı israil politikalarının artık suç dosyasına dönüştüğü bir tutumla ile Arap ve Filistin halkı karşı karşıya kalmaktadır.
 
( Kaynak: “Soldaki Resim” http://www.tumhaber.com.tr/HaberOku.php?haber_id=70905)
1“ İsrail, Batı Şeria'daki Nablus kentinde Filistinli 2 çiftçiye ait yüzlerce zeytin ağacını yaktı. Filistin Enformasyon Merkezi, İsrail askerlerinin, Nablus'un Tufuh bölgesinde 300'den fazla zeytin ağacını yaktığını duyurdu. Ağaçları yakılan çiftçiler de belli aralıklarla yapılan bu tacizlerin, Filistin vatandaşlarını, topraklarına sahip çıkmaları konusunda yıldırmayı amaçladığınıiddia etti.” 1 ( Kaynak: “Sağdaki Resim” http://www.skyturk360.com/haberdetay.asp?id=5980 )
 
2 “İsrail, yeni Yahudi yerleşim yerleri inşa etmek ve Filistinlileri göçe zorlamak için her türlü yöntemi deniyor. Yerleşimcilerin sistematik saldırıları sonucu 10 yılda Filistinlilere ait 1,5 milyona yakın zeytin ağacı kesildi. Dünkü saldırıda da 300 ağaç yok edildi.  ” 2 Kaynak: http://yenisafak.com.tr/dunya/?t=11.06.2012&i=388257 ( tarih: 11 Haziran 2012 yer: Filistin / El-Halil )                                        
                                           
3 “Filistin'de Yahudi yerleşimcilerin, Batı Şeria'daki Nablus kentinin güneydoğusunda yer alan Kusra kasabasındaki 180 zeytin ağacına zarar verdiği bildirildi. Görgü tanıklarının bildirdiğine göre, Yahudi yerleşimciler, Kusra kasabasında dikili olan 180 zeytin ağacına zarar verdi. Görgü tanıkları ayrıca yerleşimcilerin Filistinli vatandaş Abdulmecid Nasr'ın evine girip, ev eşyalarını tahrip ettiğini de belirtti.” 3 Kaynak: http://www.haber7.com/ortadogu/haber/972004-israil-zeytin-agaclarina-yine-saldirdi
4 “Filistin Tarım Bakanı Walid Assaf, İsrail'in Filistin'de çevre katliamı da yaptığını söyledi. Filistinli Bakan, "Biz topraklarımıza zeytin ağaçları diktik. Ancak İsrailliler gelip kestiler. Baktılar tekrar filizleniyor, bu defa benzin döküp binlerce ağacımızı yaktılar." dedi. 4 Kaynak: http://www.zaman.com.tr/dunya_filistinli-bakan-israil-zeytin-agaclarimizi-bile-benzin-dokup-yakti_2043912.html
  
Kaynak: http://www.yurtgazetesi.com.tr - Kaynak: http://www.imemc.org ( İsrail, Filistinli Köylülerin Zeytin Ağaçlarını Söküyor ve Bir Doğa Katliamı Gerçekleştiriyor)

Filistinlilerin dünya’ya verdiği birlik ve beraberlik mesajları israil’i tanımakla birlikte bütün yahudi vatandaşlarını kabul etmiş bir Filistin halkı mevcut. Maalesef israil’in uygulamak istediği nefret izolasyonu, Filistinlilerin beraberlik ve iki devletli çözüm yoluna gölge düşürmesi’de dünya kamuoyu önünde hayretle izlenmektedir. Filistin’deki bütün siyasi otoriteler ve hükümet yetkilileri israil’in 1967 sınırları öncesine çekilmesi ile israil’i sonuna kadar iki devletli bir toprak içerisinde istediklerini beyan etmelerinin ardından israilli yöneticilerin yaptıkları açıklamalar şiddetin bitmeyeceği yönünde olmuştur. Çözüm dalını uzatan hem musevi hem arap milleti maalesef israili yönetecen kişiler ve liderler yüzünden karşı karşıya getirilmektedir. İsrail’in şiddet politikasının arkasında yatan toprak büyütme ve genişletme çabalarını ilerletmek ve geri adım atmamak üzere planlanmış bir israil projesi Orta Doğu’yu istikrarsızlığa sürüklemektedir. Orta Doğu coğrafyasının en önemli ve kilit ülkesi Mısır’ın Filistin halkı ve devletinin geleceği için büyük bir çaba içerisine yeni yönetimle birlikte Müslüman Kardeşlerin gelmesi ile birlikte bölgeye sükunet ve istikrar gayreti gelmesi muhtemel’dir. İsrail komşularının sessiz kalmasından dolayı elde ettiği toprak gasplarını gazze’ye yaptığı dökme kurşun operasyonunda ve sonra Mavi Marmara katliamını gerçekleştirmesinin ardından dünya kamuoyu artık israil’in gerçek yüzünü görmüş ve kan projesini anlamıştır. Filistin’i ve halkını farklı projeler ve toprak kayıpları ile birbirleri ile bağlantısını kesmek istemesi israil ideallarinin önümüzdeki yıllardaki uygulamalarının daha şiddetli olarak başlayacağı anlamına gelecektir. Ramallah ile Batı Şeria’yı ve tüm Kudüs topraklarını ve orada yaşayan Arap halkının birbirleri ile olan irtibatlarını kesmek istemesi de acilen önlenmesi gereken bir durum oalcaktır. Filistin çok acı ve göz yaşı çekmesine rağmen yahudi vatandaşlarına uzattığı barış eline karşılık israil ordusunun bombaları ile karşılık verilmiştir. İsrail ordusu asıl niyet ve amacı vatandaşlarının Filistin halkının yanında durması ve artık aynı statüde yaşam hakkının tanınması gerektiği düşüncelerinin başlamaması için şiddet ve zulümü seçenek olarak belirlemiştir.

 
 
Bu yazı geneli itibari ile araştırılmış olup, kaynakçaları ile yayımlanmış olarak EMRE AÇIKEL'e aittir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder